26 Temmuz 2017 Çarşamba

KADRAN KADRAJ - Gerçeğin, Gerçeküstünün ve Gerçekdışının Romanı



Kadran Kadraj… Koray Sarıdoğan’ın ilk romanı. 20 Mart 2015’te yayınlandı. Kitâbla buluşmam ise kitâb yayınlandıktan birkaç gün sonra gerçekleşti. Kadran Kadraj, sürrealist, fantastik, mistik bir roman ve gerçek, gerçek üstü ve gerçek dışı hakkında sorgulamalarla dolu olan bir eser.

Kadran ve kadraj… Ses olarak benzeseler de, pek ilgisi olmayan iki kavram. Biri, sa’âtlerle ilgili… Diğeri ise fotoğrafla ilgili… Sa’âtler konusunda pek bilgim ve ilgim olmasa da, fotoğraf, benim için en değerli ve anlamlı alanlardan biri. Bu kitâbın, benim için değerli olmasının nedenleri arasında fotoğrafçılığım etkisi büyük. Bununla berâber bu iki kavramın birbiri ile ilgisi pek olmasa da, öz olarak önemli bir yakınlığı var. Bu yakınlık ise, zamâna dâir olmaları. Her ikisinde de hareketin ortasında yaratılmış bir durgunluk var ve her ikisi de, insanoğlunun en büyük isteklerinden birini, bir nebze gidermeyi amaçlıyor: Zamânı durdurmak.

Koray Sarıdoğan’ın bu eseri, sorgulatan bir eser. Romanı okurken, insan ister istemez felsefenin içerisinde buluyor, kendini. Gerçeği düşünüyor. Gerçeğin, gerçekten var olup, olmadığını düşünüyor. Gerçek üstünü, gerçek dışını düşünüyor. Bunların birbiri ile ilişkisini düşünüyor. Yâni Kadran Kadraj’ı okuyacaklara tavsiyem, kitâbı ellerine almadan evvel önyargılarını, dogmalarını, sorgusuz suâlsiz benimsedikleri kabullenmeleri bir kenara bırakmalarıdır. Aksi takdirde ya kitâbı, okumayı bırakırlar ya da ciddî bir fikir sarsıntısına kapılabilirler ki, bu da oldukça güzeldir, aslında.

Romanda üç ana karakter var. Kalender, Kumru ve Kalender’in babası Celal… Tabiî kitâbın diğer ayrıntılarına girmeye gerek yok. Onu, okuyanların kendisinin bulması gerekir. Zîrâ bir kitâb, iki kişi tarafından yazılır. Biri yazarın kendisi, diğeri ise okur. Çünkü her okurun, görüşü ve algısı farklıdır. Bu yüzden de yazılanların okur zihnindeki karşılığı farklıdır. 

Bununla berâber romanın içerisinde uzun bir süre, herhangi bir gerçek üstü durumla karşılaşılmıyor. Doğal bir insan hayâtı… Hattâ Kumru ile bile yaşananlar, tanışma, yakınlaşma oldukça doğal bir seyir izliyor. Bu arada ikili arasındaki erotizm, oldukça başarılı bir tarza sâhip. Zîrâ ne seviyenin düştüğünü gösteren bir pornografiye, ne de insan doğasının engellemeye çalışan bir muhafazakârlık var. Sâdece doğal insan hayâtının bir parçası.

Dolayısıyla kitâbı okurken, insân hayâtının parçaları, gerçekleri ve doğası ile bunların ne kadar gerçek olduğunu sorguluyorsunuz ve tüm delilik algoritmalarını bildiği için iyileşmesi mümkün olmayan mutlak bir delinin yaptıklarını izliyorsunuz…

Benim kitâblar ve yazarlar hakkında, kendim de dâhil olmak üzere, bir düşüncem var. Genelde (genelleme yapmayı sevmesem bile) yazarların, ilk romanları daha güzel ve anlamlıdır. Tabiî olarak Koray Sarıdoğan için ikinci romanını da görmek gerekir. Ama onun için bir süre bekleyeceğiz. Beklerken ise, bekleme salonunda olanlara tavsiyem, bu güzel eseri, bir ân evvel edinmeleri ve okumalarıdır. Daha önce de dediğim gibi, okuyunuz efendim.

KUTLU ALTAY KOCAOVA


16.04.2015