11 Ağustos 2017 Cuma

ORTADOĞU TÂRİHİNE DÂİR ÇOK ÖNEMLİ BİR KAYNAK: PAYİTAHTIN SON YILLARINDA BİR SEFİR

 

           Klasik Yayınları, 2006 yılında çok önemli bir eseri Türk okurlarına sundu. Osmanlı topraklarında İrân’ın son büyükelçisi olan Han Melik Sasanî’nin “Yadbudha-yı Sefaret-i İstanbul” eseri, Hakkı Uygur tarafından Türkçe’ye “Payitahtın Son Yıllarında Bir Sefir” adıyla çevrildi.

            Han Melik Sasanî, İrân diplomasi kademelerinin birçok alanında görev yapmış, oldukça tecrübeli bir isim ve genel olarak görev yaptığı yerlerdeki diğer yabancı diplomatlarla arası iyi olmuş olan biri. Kitâba baktığımızda tam bir İrân vatanseveri ve milliyetçisini görüyoruz. Bununla berâber bu duygu ve düşünceleri, verdiği bilgilere yansımamaktadır.

            Bu kitâb, hem Osmanlı’nın, hem İrân’ın, hem de genel olarak Ortadoğu’nun 19. yüzyılın ortasından îtibâren neler yaşadığını ortaya koyduğu gibi bu yaşananların sebeblerini de ortaya koyuyor. Sasanî, beklenmeyecek ölçüde bir özeleştiri sunuyor ve bu özeleştiri ile Ortadoğu’nun yaşadıklarının sebeblerini ortaya koyuyor.

            Elçilik arşivine dayanarak verdiği bilgiler ile Osmanlı’nın son döneminde yaşanan ve bilmediğimiz birçok konuyu ortaya koyuyor. Ancak kitâb, 1965 yılında yazılıp, 2006 yılında Türkçe’ye çevrilmiş olmasına rağmen, maâlesef Türkiye’de söz konusu döneme dâir araştırma yapanların çok az kullandığı bir eser. Şimdiye kadar sâdece birkaç makâle ve kitâbda kaynakça olarak kullanıldığını gördüm ki, bu Türk yakın târih araştırmacıları açısından büyük bir eksiklik. Özellikle Sultân 2. Abdûlhâmid dönemi ile İttihâd Terakkî dönemine dâir araştırma yapacak târihçilerin mutlâka okuması gereken bir eser.

            Yazar, bir yandan, soyadından bekleneceği üzere, Fars millîyetçiliğine sâhib olsa da, İrân coğrafyasına hâkim olan bütün yönetimleri, genel olarak İrânlı olarak nitelemektedir. Öyle ki, İrân’dan Osmanlı’ya gönderilen elçilerden söz ederken, Emîr Timur’un, Bayındır Uzun Hasan’ın (Ak Koyunlular) gönderdiği elçileri de saymaktadır. Anlatımlarına bakılırsa, İrân târihini tek parça olarak ele almakta ve aradaki Fars, Arab, Türk bütün yönetimleri, İrân devletinin parçası olarak nitelemektedir.

            Ayrıca eserin bir diğer önemli tarafı da, İrân topraklarındaki Türk kökenli yönetimin Farslaşmasının adım adım görülebilmesidir ki, Han Melik Sasanî, bunu çok güzel bir biçimde ortaya koymuştur. Bununla birlikte Osmanlı topraklarında yaşayan Şiîlere yönelik ilgisi de oldukça önemlidir. Kendisi Bektâşîleri, Alevîleri ve Tahtacıları, gulât (aşırı) Şiî olarak nitelemektedir ve bu konuda çok önemli istatistikler ve bilgiler vermektedir.  

            Sasanî, Osmanlıların İrân’a yönelik politikalarını da sık sık eleştirmektedir. Ancak eleştirirken kullandığı dil, Osmanlı’ya dâir düşüncelerini ortaya koymaktadır. Bununla berâber Osmanlıların İrân vatandaşı Türklere olan politikasına dâir yazdıkları da oldukça serttir. Bununla birlikte bu yazılanlar, Osmanlı politikası konusunda bilgi edinmek isteyenler için oldukça önemlidir. Özellikle Osmanlıların Turan ve İslâm birliği politikası, bu politikalar doğrultusunda askere alınan İrânlılar (Türk ve Fars) konusunda bilgi edinmek isteyenler, mutlâka okumalıdır.

            Sasanî, bir edebiyatçı olmamasına rağmen oldukça akıcı ve etkili bir dile sâhibdir. Dolayısıyla okurken, okuyucuyu zorlamadığı kitâb, kolay okunabilmektedir. Bu, kendisi açısından önemli bir noktadır. Bununla birlikte Klasik Yayınları’nın çevirisi açısından bâzı sıkıntılar bulunmaktadır. Elbette dille ilgili bir sıkıntı bulunmamaktadır. Ama Hicrî Şemsî (Osmanlıların Rûmî dedikleri İrân takvîmi) ve Hicrî Kamerî takvimlerin milâdî takvimle karşılıkları verilirken, bâzı hatâların yapıldığı görülmektedir. Umarım ileride, eserin ikinci baskısı yapılırsa (bunu hak ediyor), düzeltilmiş olur.           
            Bu kitâbda Ortadoğulu toplumların (Türk, Arab, Fars) sosyolojik yapıları, bürokratik yolsuzlukları, çürümüşlükleri bulacaksınız. Çok değerli istatistiklere ulaşacaksınız ve çok değerli hâtırâlar okuyacaksınız. Yâni bu kitâb, sosyoloji, istatistik, hâtırâlar ve en önemlisi de târih alanında okuyanlarla çalışanlar açısından çok önemli bir eserdir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder